Blog

Yılın Son 100 Günü Projemizde 22 – 28.Gün


100/79  “Yılın Son 💯 Günü” projemizde 22.gün


Yaptığın şey, istediğin şeydir. Yapmıyorsan gerçekten istediğin şeyi yapıyorsun. Yapmamayı!

İnsan, bir davranışı gerçekleştirmediğinde bile aslında aktif bir seçim yapmış olduğunu, dolayısıyla her durumda bir “istemek” ya da “istememek” dengesinin bulunduğunu fark etmeli. İşte bu düşüncenin altında yatan bazı uzman görüşleri ve psikolojik ilkeler:

1. Procrastination (Erteleme) ve İkincil Kazançlar

Erteleme, sıkça bir şeyleri yapmaktan kaçınmakla ilişkilendirilir, ancak bu kaçınma davranışının ardında aslında gizli motivasyonlar veya “ikincil kazançlar” olabilir. Örneğin, bir işe başlamamak kişiye kısa vadeli rahatlama sağlıyorsa, bu durumda kişi bilinçdışı bir şekilde “yapmamak” eylemini tercih ediyor demektir. Psikologlar bu durumda, kişinin farkında olmadan ertelemenin getirdiği rahatlığı “istediğini” öne sürer. Bu yüzden, “yapmıyorsan, yapmamayı istiyorsun” ifadesi burada bir gerçeklik kazanır.

2. İçsel Çatışmalar ve Karar Paradoksu

İnsan psikolojisi, çatışan istekler ve duygular üzerine kurulu olabilir. Bir yanda bir hedef ya da arzu varken, diğer yanda korkular veya diğer hedeflerle çatışan düşünceler de olabilir. Örneğin, bir insan sağlıklı olmak istiyorsa ancak sağlıksız alışkanlıkları bırakamıyorsa, burada farkında olmadığı bir içsel çatışma söz konusudur. Psikoterapistlere göre, bu durum aslında “yapmaktan kaçındığı şey” ile “yapmayı tercih ettiği şey” arasında bir tercih yarattığı anlamına gelir. Kısacası, yapmamayı seçmek aslında kişinin o anda gerçek arzusu olarak öne çıkar.

3. Motivasyon ve Davranışa Dönüşmeyen İstekler

Davranış bilimi uzmanlarına göre, motivasyon tek başına yeterli değildir; bu motivasyonun davranışa dönüşmesi gerekir. İnsanlar genellikle hedeflerini belirlerken yüksek motivasyona sahip olabilirler; ancak bu, harekete geçmeye yetmeyebilir. Harekete geçmemenin altında yatan sebep, aslında o hedefe ulaşmaya yönelik motivasyonun sandıkları kadar güçlü olmadığını gösterir. Motivasyon teorilerine göre, içten gelen güçlü bir istek ancak eyleme dönüştüğünde “gerçek” bir istek olur. Bu yüzden, harekete geçmediğimiz bir isteğimiz varsa, belki de o isteği gerçekten istemediğimizi ya da bilinçdışı olarak “istememeyi” seçtiğimizi gösterir.

4. İrade ve Eylem Eksikliği

Pozitif psikoloji uzmanları, insan iradesini ve bu iradenin gündelik eylemlere nasıl dönüştüğünü inceler. Eylemde bulunmamak bazen irade eksikliği değil, tam tersine başka bir isteğin baskın çıkması olarak yorumlanabilir. Örneğin, bir hedef için harekete geçmek yerine rahatlığı seçmek ya da riskten kaçınmak, iradenin farklı bir tercihe yönelmesi anlamına gelebilir. Bu durum da gösterir ki, “yapmamak” aktif bir eylem olarak kişinin iradesinin sonucudur.

5. Kendini Sabote Etme (Self-Sabotage)

Klinik psikologlar, kişinin kendini sabote etme eğiliminde olabileceğini öne sürer. Kişi, bilinçli bir düzeyde bir şeyi gerçekten istiyormuş gibi görünebilir ancak bilinçdışı düzeyde, başarısız olma korkusu ya da değişime direnç gibi sebeplerle kendini sabote eder. Bu sabote etme durumu, aslında “yapmamayı istemek” anlamına gelir. Yani, kişi bilinçdışı olarak kendini eylemsiz bırakmayı seçer ve bu da o anda “yapmamayı” istemesi anlamına gelir.

Farkındalığın Önemi

Gerçek arzularımızı keşfetmek, bu tip içsel çatışmaları çözmek için farkındalık kazanmamız gerekir. Neden bir eylemde bulunmadığımızı sorgulamak ve davranışlarımızın altında yatan dürtüleri keşfetmek, hem gerçek isteklerimizi anlamamıza hem de harekete geçme gücümüzü artırmamıza yardımcı olabilir.


100/78  “Yılın Son 💯 Günü” projemizde 23.gün


Bugün konu olarak “Öğrenmek” konusunu seçtim.

Yeni Bir Beceriyi Öğrenmek ve Nasıl Başlanır?

Yeni bir beceri edinmek, hem kişisel hem de profesyonel gelişim açısından büyük bir adım olabilir. Ancak bu sürecin başarılı olması için doğru stratejilerle başlamak, zamanı iyi yönetmek ve öğrenilen bilgileri etkili bir şekilde organize etmek çok önemlidir.
Net Bir Hedef Belirleyin: Beceriyi neden öğrenmek istediğinizi ve nasıl kullanacağınızı belirleyin. Net hedefler, motivasyonunuzu artırır ve öğrenme sürecini odaklı hale getirir.

Küçük Adımlarla Başlayın: Öğrenme sürecini küçük ve yönetilebilir parçalara ayırın. Her gün 15 dakika ayırmak gibi küçük hedefler büyük farklar yaratabilir.

Bir Kaynak Listesi Oluşturun: Kitaplar, online kurslar ve podcastler gibi kaynaklar toplayarak organize edin. Bu, sürecin daha düzenli ilerlemesini sağlar.

Deneme ve Hata Yapmaktan Korkmayın: Hatalar öğrenmenin doğal bir parçasıdır. Hata yapmaktan korkmayın, onlardan ders çıkararak gelişmenize yardımcı olun.

Ve kısacık ancak etkili bir video ekliyorum. Daha etkili öğrenmek için ne yapmak gerek? Feynman Tekniği ve Ötesi


100/77  “Yılın Son 💯 Günü” projemizde 24.gün


Bu arada bir sınıf arkadaşımız gündem beni mahvetti diyor. Maalesef mahvetmeyecek gibi de değil bir süredir.

Ne yapmalı?

Kafamızı kuma gömmek çözüm değil, ben izlemiyorum demek kulağımızdan sesi, gözümüzden görüntüyü alıyor, ancak zihnimiz susmuyor. Dayanıklılık arttıracağız. Yapılır mı derseniz. Yapılıyor: Psikolojik dayanıklılık (resilience) nedir? | Duygusal dayanıklılık öğrenile bilinir mi? Dr. Gülcan Özer de çok iyi anlatıyor….


100/76  “Yılın Son 💯 Günü” projemizde 25.gün


Duygusal Dayanıklılık Geliştirilebilir.

Alıştırma: Zorlu Durumları Yeniden Çerçeveleme

Bu alıştırma, karşılaştığınız zorlu bir durumu daha pozitif veya faydalı bir bakış açısıyla değerlendirmeyi öğrenmenizi sağlar. Bu sayede, zorlayıcı bir olayı sadece bir stres kaynağı olarak değil, bir gelişim fırsatı olarak da görmeye başlarsınız.

  1. Bir Zorlayıcı Durum Belirleyin

    • Son zamanlarda sizi duygusal olarak zorlayan bir olayı veya durumu seçin. Örneğin:
      • İşyerinde bir projede beklenmedik bir sorunla karşılaştınız.
      • Önem verdiğiniz bir kişiyle yanlış anlaşılmadan kaynaklanan bir tartışma yaşadınız.
      • Belirlediğiniz bir kişisel hedefi (örneğin sağlıklı beslenme) yerine getiremediniz.
  2. Duygularınızı Tanımlayın

    • Bu durumda hissettiğiniz duyguları yazın. Örneğin, üzgün, hayal kırıklığına uğramış, öfkeli, stresli veya kendinizi yetersiz hissediyor olabilirsiniz. Duygularınızı net bir şekilde tanımlamak, onlarla yüzleşmenizi kolaylaştırır.
  3. Durumun Olumsuz Yönlerini Belirleyin

    • Bu durumun size neler kaybettirdiğini veya neden zorlayıcı olduğunu yazın. Olumsuz etkilerini tam olarak anlamak, yeniden çerçeveleme sürecinin ilk adımıdır.
      • Örneğin, işteki sorun nedeniyle zamandan kaybettiniz veya kendinizi yeterince iyi hissetmiyorsunuz.
      • Tartışma yüzünden ilişkilerinizin zayıfladığını hissediyorsunuz.
      • Hedefinize ulaşamamanız, motivasyonunuzu ve kendinize olan güveninizi sarsmış olabilir.
  4. Durumu Yeniden Çerçeveleyin
    • Şimdi, bu duruma başka bir açıdan bakmayı deneyin. Kendinize şu soruları sorabilirsiniz:
      • Bu durumdan ne öğrenebilirim?
      • Bu deneyim bana hangi güçlü yönlerimi hatırlatıyor?
      • Gelecekte benzer bir durumla karşılaştığımda, bu deneyim bana nasıl yardımcı olabilir?

Örnekler:

  • İşyerinde Proje Problemi:

    • Bu olayı profesyonel becerilerinizi geliştirmek için bir fırsat olarak görün. Hata veya sorunların nedenini analiz etmek, gelecekte benzer sorunları önceden tespit edebilmenize ve daha yaratıcı çözümler geliştirebilmenize yardımcı olabilir.
    • Ayrıca, problem çözme konusunda kendinize güveninizi artıracaktır.
  • Yanlış Anlaşılmadan Kaynaklanan Tartışma:

    • Bu durumu iletişim becerilerinizi geliştirmek için bir şans olarak görebilirsiniz. Tartışmanın ardından empati kurmayı veya daha dikkatli bir şekilde dinlemeyi öğrenmek, gelecekte daha sağlıklı ilişkiler kurmanıza yardımcı olur.
    • İlişkilerinizi güçlendirmek için, tartışmadan sonra açık ve yapıcı bir iletişimle konuya dönüp, durumu yeniden konuşabilirsiniz.
  • Başaramadığınız Kişisel Hedef:

    • Hedefinize ulaşamamanız, hedeflerinizi nasıl belirlediğiniz konusunda size bir ders verebilir. Belki de hedefiniz çok zordu veya doğru bir plana sahip değildiniz. Bu deneyimden çıkarak, daha gerçekçi ve ulaşılabilir hedefler koymayı öğrenebilir, plan yapma yeteneklerinizi geliştirebilirsiniz.
    • Hedefinize ulaşamamak, aynı zamanda sizin motivasyonunuzu yeniden gözden geçirmenize olanak sağlar. Bu süreçte hedeflerinizi, size en çok anlam katan konulara göre belirleyebilirsiniz.
  1. Yeni Bakış Açınızı Yazın

    • Durumu nasıl yeniden çerçevelediğinizi ve bu bakış açısının size nasıl fayda sağlayacağını yazın. Örneğin:
      • “İşyerindeki proje problemi, beni daha iyi bir analiz ve planlama yeteneği geliştirmeye yöneltti.”
      • “Tartışma, ilişkilerimde daha dikkatli iletişim kurmam gerektiğini fark ettirdi ve empati yeteneğimi geliştirdi.”
      • “Kişisel hedefimi gerçekleştirememem, bana daha ulaşılabilir hedefler koymayı öğretti ve motivasyonumun gerçek kaynaklarını keşfetmemi sağladı.”

Bu, olumsuz duygularınızın hafiflemesine ve olaylara daha güçlü bir şekilde yaklaşmanıza yardımcı olur. Bu alıştırmayı düzenli olarak yaptığınızda, zor durumlara karşı olan dayanıklılığınız ve bakış açınız güçlenecektir. Her zorluğu, gelişim ve öğrenme için bir fırsat olarak görebilme alışkanlığını kazandıkça, duygusal dayanıklılığınız da giderek artar.


100/75  “Yılın Son 💯 Günü” projemizde 26.gün


İşte duygusal dayanıklılığınızı güçlendirebilecek üç farklı alıştırma örneği:

1. “Güçlü Yönlerini Keşfet” Alıştırması

Bu alıştırma, zor zamanlarda kendi güçlü yönlerinizi hatırlamanıza yardımcı olur ve duygusal dayanıklılığınızı artırır.

  1. Bir kağıt alın ve zor bir durumla başa çıkmanıza yardımcı olacak güçlü yönlerinizi listeleyin. Örneğin: sabırlı olmak, problem çözme becerisi, kararlılık.
  2. Her bir güçlü yönünüzün, geçmişte size nasıl yardımcı olduğunu düşünün ve not edin. Örneğin, sabrınız sayesinde zorlu bir projeyi başarıyla tamamladınız.
  3. Bu güçlü yönlerinizi zorlandığınız durumlarda nasıl kullanabileceğinizi hayal edin. Bu şekilde güçlü yanlarınızın farkında olur ve zorluklarla başa çıkarken kendinize güveninizi artırırsınız.

2. “Minnet Günlüğü” Tutmak

Minnet duygusu, zorluklar karşısında olumlu düşünmenize ve hayata daha pozitif bir pencereden bakmanıza yardımcı olur.

  1. Her gün sonunda, sizi mutlu eden veya size minnet duygusu uyandıran üç şey yazın. Bu, bir başarı, destek gördüğünüz bir an ya da güzel bir sohbet olabilir.
  2. Yazdığınız her şeyin sizin için neden önemli olduğunu kısa bir cümle ile açıklayın. Örneğin: “Arkadaşımın desteği sayesinde kendimi daha güçlü hissettim.”
  3. Zamanla minnet duyduğunuz anları fark etmek, zorlayıcı durumlarda bile olumlu yönlere odaklanmanıza yardımcı olur ve dayanıklılığınızı artırır.

3. “Başarı Günlüğü” Tutmak

Bu alıştırma, zor zamanlarda kendinize olan güveninizi tazelemenize yardımcı olur.

  1. Haftada bir gün, geçtiğimiz hafta içinde başardığınız küçük ya da büyük her şeyi yazın. Örneğin: zor bir toplantıyı başarıyla yönetmek, yeni bir alışkanlık edinmek veya iyi bir uyku almak.
  2. Her bir başarıya dair kendinizi nasıl hissettiğinizi ve bu başarının size nasıl bir katkı sağladığını yazın.
  3. Bu günlüğü düzenli olarak tutmak, zorlandığınız anlarda bile neler başardığınızı hatırlamanıza yardımcı olur ve özgüveninizi artırır. Olumsuz bir durumda başarısızlık duygusuna kapıldığınızda bu başarı günlüğüne göz atmak, tekrar motive olmanızı sağlar.

Bu alıştırmalar, zorlayıcı durumlarda daha güçlü kalmanıza ve duygusal dayanıklılığınızı geliştirmeye katkı sağlar.


100/74  “Yılın Son 💯 Günü” projemizde 27.gün


Zafer Alagöz ve Can Yılmaz konuğumuz oldular geçen yıllarda… Neşeli bir sohbet oldu… Bazen çok ihtiyacımız var gülmeye…

 


100/73  “Yılın Son 💯 Günü” projemizde 28.gün


Biz başlayalı 28 gün oldu. Yılın son 💯 Günü projemizde amacım an farkındalığı yaşamak, hayatın akışında dikey zaman algısıyla hayatımızı yönetmek. Benim kararlarım, hedeflerim iyi gidiyor.

Yılın son 💯 günü projesinde an farkındalığı yaşamak ve dikey zaman algısıyla hayatı yönetmek, hayatın her anına daha derin bir farkındalık ve bilinçle yaklaşmayı hedefler. Bu süreç, günlük koşuşturmanın ötesine geçip her anın değerini bilerek yaşamanın yollarını keşfetmeyi sağlar.

An Farkındalığı Nedir?

An farkındalığı, geçmişte yaşananlara ya da gelecekteki kaygılara takılmak yerine, tam şu anda var olma becerisidir. Bu, günlük hayatın her anında bilincin açık olması ve yapılan her şeyin farkında olunması demektir. Hayatın küçük detaylarını fark etmek, her anı dolu dolu yaşamak ve deneyimlerin tadını çıkarmak bu farkındalığın temelidir.

Dikey Zaman Algısı Nedir?

Dikey zaman algısı, yatay yani kronolojik zaman çizgisinden farklı olarak, her anın derinliğini ve yoğunluğunu hissetmek anlamına gelir. Sadece günün geçtiği saatlere odaklanmak yerine, o anın içinde derinleşmek ve o anda olan her şeyi tam anlamıyla deneyimlemektir. Bu, zamanın hızla geçtiği modern dünyada, hayatı daha dolu dolu ve anlamlı yaşamanın bir yolu olabilir.

 

Hedeflerimizle bu yolda yürürken bir de Hayatın Akışına Uyum Sağlamak gerek.
Zamanın nasıl geçtiği yerine, yaşanan her anın derinliğine odaklanarak, hayatı daha anlamlı ve verimli bir şekilde yaşamak diye tanımlıyoruz. Okudunuz mu bu yazıyı?

Yılın Son 100 Günü Projesinde AN Farkındalığı

“Hedefsiz Yolculuk Olmaz” Polat Doğru’dan geliyor…