Biz Her Gün Kitap Okuyoruz - Martı Kitap Kulübü

Kitap Okuyor Musunuz?

Edebiyat, insanın hem kendine hem başkalarına bakma biçimini dönüştürür. Okuduğumuz bir roman, bazen bize ait olmayan bir hayatı anlamamızı sağlar. Bir öyküde, hiç tanımadığımız bir karakterle yakınlık kurarız. Bir şiirde, içimizdeki duygulara yeni bir ses buluruz. Kitaplar, yalnızca bilgi taşımaz; anlam arayışımıza eşlik eden, düşünce dünyamızı besleyen dostlardır.

Benim için okumak, yaşamın içinde nefes aldığım alanlardan biridir. Her gün kitap okuyorum. Bazen elimde bir edebiyat klasiği, bazen çağdaş bir roman, bazen de kısa öyküler olur. Şiir okumayı ise ayrı bir yerde tutarım. Güne bir şiirle başlamak, iç dünyamı uyandırır. Şiirin diliyle düşünmek, bana hem huzur verir hem de dikkatimi derinleştirir. Sabahları birkaç dize okumak, güne zihinsel bir açıklıkla başlamamı sağlar.

“Her Gün Kitap Okuyoruz” diyerek başlattığımız kampanya, yalnızca bir alışkanlığı teşvik etmiyor. Aynı zamanda yaşamı edebiyatla zenginleştirmenin mümkün olduğunu hatırlatıyor. Kitap okumak, insanın kendiyle temas etmesinin en sade yollarından biri. Bu temas, kimi zaman bir şiirin ince ritmiyle, kimi zaman bir romanın kalabalık sayfalarıyla, kimi zaman da bir öykünün beklenmedik sonuyla gerçekleşiyor.

Okuma alışkanlığı kazanmak için çok büyük hedefler koymaya gerek yok. Her gün 10–15 dakika ayırmak bile yeterli olabilir. Günlük hayatın telaşı içinde kitaplara yer açmak, başta zor gibi görünse de küçük adımlarla bu mümkün hale gelir. Önemli olan ne kadar çok sayfa okuduğunuz değil, okuduklarınızla kurduğunuz bağdır.

İlk adımı atmak için, ilgilendiğiniz bir türden başlamak iyi bir yol olabilir. Romanlar, duygusal bağ kurmayı kolaylaştırır. Öyküler, kısa ama etkili anlatımlarıyla okumaya vakti az olanlar için idealdir. Denemeler, farklı düşünce biçimlerini tanımamıza yardımcı olur. Şiir ise belki de en yoğun, en öz anlatım biçimidir. Hangi tür size yakın geliyorsa, oradan başlayın. Kitap seçerken kendinizi zorlamayın. İlginizi çeken bir kapak, bir arka kapak yazısı ya da bir arkadaş tavsiyesi bile yeterli olabilir.

Okuma rutini oluşturmak da bu alışkanlığı kalıcı kılar. Sabah kahvesiyle birlikte birkaç sayfa, akşam uyumadan önce kısa bir öykü, öğle arasında birkaç şiir… Her gün aynı saatlerde kitap okumak, beyninize bu eylemi doğal hale getirecek bir mesaj verir. Yanınızda her zaman bir kitap taşımanız da boş zamanları değerlendirmek açısından faydalı olur. Toplu taşımada, bekleme sırasında ya da kısa molalarda kitap okumak, gün içinde kendinize ayırdığınız nitelikli bir zaman haline gelebilir.

Kitaplarla kurduğumuz bağ, sadece bireysel değil, toplumsal bir anlam da taşır. Kitap kulüpleri bu noktada çok kıymetlidir. Martı Kitap Kulübü’nde her yaştan, her kesimden katılımcıyla kitapları konuşuyor, edebiyatın dönüştürücü gücünü birlikte deneyimliyoruz. Kitap üzerine sohbet etmek, farklı bakış açılarını duymak, yalnızca bir metni değil, bir düşünceyi paylaşmak demektir. Eğer siz de bu yolculukta bize katılmak isterseniz, kapımız her zaman açık.

Araştırmalar da kitap okumanın yalnızca zihinsel değil, duygusal sağlığa da iyi geldiğini gösteriyor. Sussex Üniversitesi’nde yapılan bir çalışmaya göre, sadece altı dakika kitap okumak stres seviyesini %68 oranında azaltabiliyor. Okuma eylemi, zihni meşgul ederek kaygıyı azaltıyor, rahatlama sağlıyor. Bu etkiyi, bir romanın ritminde ya da bir şiirin dinginliğinde daha da güçlü hissedebilirsiniz.

Edebiyat, bize sadece başkalarının hikâyelerini değil, kendi iç sesimizi de duymayı öğretir. Öyküler aracılığıyla başkalarının seçimlerine tanıklık eder, romanlarla uzun bir yürüyüşe çıkar, şiirlerle içsel manzaralarımıza bakarız. Bu yüzden kitap okumak sadece entelektüel bir faaliyet değil, aynı zamanda duygusal bir gelişim yoludur.

Ben her gün kitap okuyorum. Okuduklarımı not alıyorum. Altını çizdiğim cümleler bazen bana yazacak yeni fikirler, bazen de uzun uzun düşünecek alanlar açıyor. Kitaplarla birlikte hem öğreniyor hem de büyüyorum.