Blog

Yılın Son 100 Günü Projemizde 29 – 35.Gün

100/72  “Yılın Son 💯 Günü” projemizde 29.gün


Hedeflerimizle bu yolda yürürken bir de Hayatın Akışına Uyum Sağlamak gerek.

Zamanın nasıl geçtiği yerine, yaşanan her anın derinliğine odaklanarak, hayatı daha anlamlı ve verimli bir şekilde yaşamak diye tanımlıyoruz. Okudunuz mu bu yazıyı?

Yılın Son 100 Günü Projesinde AN Farkındalığı

“Hedefsiz Yolculuk Olmaz” Polat Doğru’dan geliyor…


100/71  “Yılın Son 💯 Günü” projemizde 30.gün


Bir Hedef İçin Uzun Vadeli Planla Harekete Geçmek ve Süreklilikle Yapmak

Bir hedefe ulaşmak, kısa vadeli motivasyonun ötesinde, uzun vadeli bir strateji ve istikrarlı bir çaba gerektirir. Başlangıçta heyecanla adım atılsa da, sürecin sürdürülebilir olması ve sonuçlara ulaşılması için disiplinli ve planlı bir yaklaşım şarttır. İşte uzun vadeli hedeflere ulaşmak için süreklilik becerisini nasıl geliştirebileceğinize dair bazı önemli adımlar:

  1. Net ve Gerçekçi Bir Hedef Belirleyin
  2. Hedefi Küçük Adımlara Bölün

  3. Zaman Yönetimi ve Planlama Yapın

  4. Süreklilik için Disiplin Geliştirin

  5. Süreçten Keyif Almayı Öğrenin

  6. Takip Edin ve Geri Bildirim Alın

  7. Engellerle Karşılaştığınızda Sabırlı Olun

Bir Hedef İçin Uzun Vadeli Planla Harekete Geçmek ve Süreklilikle Yapmak

 


100/70  “Yılın Son 💯 Günü” projemizde 31.gün


Seçimlerimiz: Proaktif mi? Reaktif mi?

Proaktif olmak hayatımızda büyük fark yaratabilir. Bu yetkinlik, olaylara ve durumlara önceden önlem alarak ve plan yaparak yaklaşmayı içerir. Proaktif olmak, kişisel ve profesyonel hayatımızda neden önemli, anlayalım ve hayatımıza katalım.

Proaktif Olmak Nedir?
Proaktif olmak, olayların ve durumların kontrolünü ele almak anlamına gelir. Proaktif bireyler, gelecekte karşılaşabilecekleri zorlukları önceden tahmin eder ve bu zorluklara karşı hazırlıklı olurlar. Reaktif bireyler ise genellikle sorunlar ortaya çıktığında harekete geçerler. Proaktif olmak, sorunları önceden görüp, önleyici tedbirler almayı gerektirir.

Seçimlerimiz: Proaktif mi? Reaktif mi?


100/69  “Yılın Son 💯 Günü” projemizde 32.gün


Zamanın Akışında Yavaşlamak

Günümüzün hızla akan temposunda, durup anın güzelliklerini fark etmek, kendimize yapabileceğimiz en değerli armağanlardan biridir. İçsel ritmimizle uyum sağladığımızda, hayatın sunduğu küçük ama anlamlı detayları daha derinden hissederiz. İşte bu yavaşlama anlarında yaşamın gerçek güzelliklerine ulaşmamıza yardımcı olabilecek farkındalık sağlar.

Hayatın Ritmine Uyum Sağlamak: İçsel Bir Yolculuk


100/68  “Yılın Son 💯 Günü” projemizde 33.gün


Hayatın Ritmine Uyum Sağlamak: İçsel Bir Yolculuk

Anı Yaşamak ve İçsel Dönüşüm

Hayatın akışında kaybolmak değil, her anın içinde bilinçli bir şekilde var olmak bize gerçek anlamda bir dönüşüm sağlar. Her anın kendine has bir öğretisi vardır; sabır, kabul ve şefkat gibi önemli dersleri bu anlardan öğreniriz. İçsel sesimizi dinlemek, bu dönüşüm sürecinde bize rehberlik eder ve hayatı daha derin bir perspektiften görmemizi sağlar.

Hayatı anbean yaşayarak, geçmişin pişmanlıklarından ve geleceğin kaygılarından arınarak içsel bir dönüşüm gerçekleştirmek, bizlere derin bir anlam katar. Bu süreç, kendimizi tanıma ve içsel huzuru bulma yolunda bize eşsiz dersler sunar.

Hayatın Ritmine Uyum Sağlamak: İçsel Bir Yolculuk


100/67  “Yılın Son 💯 Günü” projemizde 34.gün


Sabır, Kabul ve Şefkati Hayatımıza Katmak

Günlük hayatımızda uygulayabileceğimiz birkaç basit ama etkili örnek:

1. Kendinle Yumuşak Konuş

  • Uygulama: Hata yaptığınızda, işler beklediğiniz gibi gitmediğinde ya da zorlandığınızda, kendinize karşı nasıl konuştuğunuza dikkat edin. İçinizde beliren sert eleştiriler yerine daha şefkatli bir dil kullanmayı deneyin. Örneğin, “Bunu başaramadım, bu yüzden iyi değilim” yerine, “Bu sefer olmadı ama bu bir öğrenme süreci” diyebilirsiniz.
  • Etki: Kendi içsel konuşmanız şefkatli olduğunda, daha motive ve güçlü hissedebilirsiniz.

2. Sabır Egzersizi: Bekleme Anlarını Fark Etmek

  • Uygulama: Gün içinde sabır gerektiren küçük anları keşfedin. Örneğin, trafikte beklerken, bir kuyruğa girdiğinizde ya da bir şeyin sonuçlanmasını beklerken, bu anları fark edin ve derin bir nefes alarak “Bu da bir sabır egzersizi” deyin.
  • Etki: Bu küçük egzersizler, beklemenin sinir bozucu değil, büyüme fırsatı olduğuna dair bir farkındalık geliştirir.

3. Kabul Pratiği: Duygulara Yer Açmak

  • Uygulama: Günlük hayatta canınızı sıkan, üzen veya strese sokan anlarda o duyguyu “değiştirmeye” çalışmadan olduğu gibi kabul edin. Örneğin, “Şu anda üzgünüm, bu duygu burada ve bu doğal” diyerek duyguya yer açabilirsiniz.
  • Etki: Duygularınızı kabul ettiğinizde onlarla savaşmak yerine onlara izin vermiş olursunuz. Bu da rahatlatıcı bir etki yaratır.

4. Başkalarına Küçük Şefkat Göstermek

  • Uygulama: Günlük hayatta çevrenizdeki insanlara küçük şefkat jestleri yapın. Örneğin, bir arkadaşınıza gününün nasıl geçtiğini sormak, yardıma ihtiyacı olup olmadığını öğrenmek veya bir iş arkadaşınıza iyi bir şeyler söylemek gibi.
  • Etki: Başkalarına şefkat gösterdiğinizde, bu hem ilişkinizi güçlendirir hem de içsel olarak şefkat duygusunu geliştirir.

5. Kendine Şefkatli Molalar Vermek

  • Uygulama: Kendinizi zor bir günün içinde bulduğunuzda veya bir şeyden çok yorulduğunuzda, bilinçli olarak kısa bir mola verin. Bu, birkaç dakikalık bir yürüyüş, derin nefes almak veya sevdiğiniz bir içeceği yudumlamak gibi basit bir şey olabilir.
  • Etki: Bu küçük molalar, kendinize “Ben de değerliyim ve kendime iyi bakmam önemli” mesajını verir.

6. Günlük Minik Minnettarlık Pratiği Yap

  • Uygulama: Gün sonunda kendinize birkaç dakikanızı ayırarak o gün sizi gülümseten, küçük ya da büyük her ne varsa düşünün. Örneğin, güzel bir hava, içtiğiniz bir kahve, biriyle paylaştığınız güzel bir an gibi.
  • Etki: Bu minnettarlık pratiği, hayatın küçük güzelliklerini görerek daha huzurlu ve şefkatli hissetmenize yardımcı olabilir.

Bu uygulamalar, hayatın küçük anlarında sabır, kabul ve şefkati aktif olarak hayatınıza dahil etmenize yardımcı olabilir.


100/66  “Yılın Son 💯 Günü” projemizde 35.gün


İçsel sesi dinlemek, kendimizi daha derinlemesine anlamak ve doğru yönleri bulmak.

Bu konuda içsel rehberinizi duymaya ve onu geliştirmeye yardımcı olabilecek bazı uygulamalar:

1. Günlük Tutmak: Duygularını ve Düşüncelerini Yazıya Dökmek

  • Uygulama: Her gün veya haftada birkaç kez, hislerinizi ve düşüncelerinizi yazıya dökün. “Bugün neler hissettim? Neden böyle hissediyor olabilirim?” gibi sorular sorarak düşüncelerinizi kağıda aktarın.
  • Etki: Yazmak, içsel sesinizin ortaya çıkmasına ve duygularınızın kökenini keşfetmenize olanak tanır. Bu düzenli pratik, duygusal farkındalığınızı artırır.

2. Sessiz Oturma ve Gözlemlemek

  • Uygulama: Gün içinde birkaç dakika boyunca sessiz bir ortamda, gözlerinizi kapatarak sadece nefesinize ve iç sesinize odaklanın. Bu süreçte zihninize gelen düşünceleri, yorum yapmadan veya değerlendirmeden yalnızca gözlemleyin.
  • Etki: Bu sessizlik anları, zihninizi sakinleştirip duygularınızı daha açık bir şekilde gözlemlemenizi sağlar. İç sesinizi değerlendirme ya da bastırma eğilimi olmadan duymak için pratik yapmış olursunuz.

3. Sezgisel Karar Verme Pratiği Yapmak

  • Uygulama: Karar verirken bir an durup iç sesinizi dinleyin. Hangi yöne gitmek istediğinizi sorgularken, yalnızca mantıksal değil sezgisel olarak da ne hissettiğinizi keşfetmeye çalışın. İlk gelen hisleri, dürtüleri gözlemleyin ve kendinize “Bu karar bana gerçekten uyuyor mu?” diye sorun.
  • Etki: Bu pratik, içsel rehberinizle bağlantınızı güçlendirebilir. Zamanla sezgilerinize daha çok güvenmeye başlarsınız.

4. Nefes Egzersizleri ve Bedensel Farkındalık

  • Uygulama: Zorlayıcı bir duygu ya da düşünceyle karşılaştığınızda derin nefes alarak bedensel farkındalığınızı artırın. Nefes alıp verirken, bedeninizde hissettiğiniz tepkilere dikkat edin. Örneğin, bir durumda gerginlik mi hissediyorsunuz, kalbiniz mi hızlanıyor?
  • Etki: Bedeninizin tepkilerini gözlemleyerek içsel rehberinizin sinyallerini daha net duyabilirsiniz. Beden ve zihin bağlantısı, size neyin doğru ya da yanlış geldiğini anlamada rehberlik eder.

5. Kendine Sorular Sormak ve Cevabın Gelmesine İzin Vermek

  • Uygulama: Belirli bir durumla ilgili içsel rehberliğinizi bulmak istediğinizde kendinize basit sorular sorarak bir cevap beklemeden bırakın. Örneğin, “Bu konuda gerçekten ne istiyorum?” veya “Bu durum bana ne hissettiriyor?” gibi sorular yöneltin.
  • Etki: Cevabın hemen değil de, zamana yayılarak gelmesi gerektiğini bilmek, içsel rehberinizin ortaya çıkması için alan yaratır. Zihinsel bir boşluk bırakarak yanıtların doğal olarak gelmesine izin verebilirsiniz.

6. Doğaya Zaman Ayırmak

  • Uygulama: Doğada sessiz bir yürüyüş yapın ve çevrenizi gözlemlemeye, doğanın dinginliğini hissetmeye odaklanın. Yürüyüş sırasında zihninizin yavaşça sakinleşmesine izin verin ve düşüncelerinizi zorlamadan akışına bırakın.
  • Etki: Doğa, düşüncelerinizi sakinleştirip, iç sesinizi duymakta güçlü bir yardımcı olabilir. Sessizlik ve doğa içinde, içsel rehberinizin sesini daha kolay fark edebilirsiniz.

Bu uygulamaların düzenli yapılması, içsel sesi daha net duymanıza ve hayatın derin anlamını bulmanıza yardımcı olabilir. İçsel sesinizle daha sık temas ettikçe kendinizi daha güçlü bir rehberle ilerlerken bulabilirsiniz.